Gencecik bir kız daha aramızdan ayrıldı...
Henüz yirmi yaşında, daha yolun başındayken, öylesine umudunu kesmişti ki hayattan, ölümü seçti…
Son sözleri Türkiye'nin geldiği durumu özetler gibi…
"Gidecek yerim yok yaşanmaya değer bir hayatım da"
"Bir liraya karnımı doyurabilir miyim" demiş sosyal medya hesaplarında son kez…
Umutsuzluktan ölmeyi seçmiş gencecik kızın ardından sosyal medyada yapılan bazı paylaşımları görüp insanlığımdan utanıyorum.
Bağışla bizi güzel kızım” da diyemiyorum. Bağışlanacak tarafımız yok.
Gencecik yaşta seni ölüme gönderirken; çocuklarımıza yaşanabilir bir ülke var etmek için savaşmayıp hala nefes alıyorsak bağışlanacak tarafımız yok…
Kaç atanamayan öğretmen, kaç işinden gücünden olup evine ekmek götüremeyen baba, kaç çocuğunu doyuramayan, ısıtamayan, giydiremeyen ana yokluktan mutsuzluktan ölmeyi seçti haberi okuyup “vah vah” ettik. Daha bir kaç ay önce faturalarını ödeyemeyen, borç altında ezilen ailelerin art arda gelen siyanür intiharlarının şokunu bile çabucak unuttuk…
İnsanlar; göz göre göre, gözümüzün içine baka baka ölüme yürüyor…
Kimsenim kimseyle dertlerini paylasamayacagi günlerdeyiz.
Akrabalık bağları gevşedi.
O komşusunun iyi gününde kötü gününde yanında olunan mahalle kültürü kalmadı.
Hepimiz bir şeylerden umudunu kesmişiz, eksiğiz…
Öylesine yalnızlaştık ki, yalnızlaştıkça da bencilleştik…
Birlik olmanın, birlikten güç doğurmanın, dayanışmanın, omuz omuza olmanın güzelliğini unuttuk…
“Kurtulmak yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” dediğimiz zamanlardaki köprülerin altından çok sular geçti…
İnançlarımızı yitirince mücadele azmimizi de yitirdik…
Şimdi “ her koyun kendi bacağından asılır” makbul…
İlişkiler uzak, sanal, köksüz ve ömürsüz…
Şair İsmet Özel " Bana göre intihar, geride kalanlara yönelik ağır bir suçlamadır. Bu mesajı verebileceğin tıynette insan olmadığını düşününce de intihar etmiyorsun." demişti…
Haklı…
Biz bu intiharların gerisindeki suçlamayı görmüyoruz…
Sorumluluk kabul etmiyoruz, üstümüze alınmıyoruz…
İnsanları ölüme sürükleyen ruh hali kendi başımıza gelince de kimsenin umursamayacağını düşünüyoruz…
Birileri yaşadığımız koşulların ağırlığını taşımaktan vazgeçip havlu atıyor, yaşamayı reddediyor, özgür iradesiyle ölümü seçiyor… Ölümü kurtuluş görüyor…
Mesajı alabilecek tiynette olanlar çoğunlukta mıdır bilemem.
Reddetsek de, üstümüze alınmasak da, unutsak da, o ölümlerin sorumluluğu hepimizin omuzuna yükleniyor…
Ağır… Çok ağır…
açlıkla sına insanı ekmek bulamazsa pasta yerler..gün gelir yamyam olur insan..döner annesini yer olası...olmadı mı sanıyorsun bak mersinde ânnesini öldürüp maaşını aylarca alan gencecik insancıklar var onlar intihar etmedi mesela; demek ki insanlık ölmemiş