Gida hilesi, genel olarak ekonomik çıkar sağlamak amacı ile gıdaya uygulanan kasıtlı ve yasal olmayan işlemler ile yanıltıcı etiketleme olarak tanımlayabiliriz. Hile dediğimizde aklımıza daha çok taklit ve tağşiş geliyor. Tağşiş; bir gıdanın içinde bulunan temel bileşenin uzaklaştırarak yerine başka bir bileşenin katılması; Taklit ise bir gıdanın tümüyle farklı bir gıda gibi gösterilmesidir.
Peki gıda ürününde yapılan hileler nelerdir?
Et ve et ürünlerinde kanatlı et, sakatat, baş eti ve at eti kullanıldığı da bilinmektedir. %100 dana eti olarak satılan ürünlerde tavuk, domuz, at, eşek eti ve sakatat kullanmaları
Soyanın baharatla karıştırılıp sucuk imalatında, raf ömrünü uzatmak içinde gereğinden fazla nitrat kullanılması, ete karıştırılan sakatatın açık rengi belli olmasın diye gıda boyası kullanılması
Süt ve süt ürünlerinde bitkisel yağ, nişasta, natamisin kullanılması
Küflenen ve bozulan peynirlerin eritme peynirlerin yapımında kullanılması
Yoğurdun kıvamı artsın diye un, nişasta, pektin katılması
Tereyağına bitkisel yağ ve patates katılması
Baharatlarda boya/gıda boyası kullanılması, küf oranının yüksek olan baharatların kullanılmaması gereken ürünlerin tekrar işleme alınarak diğer ürünlerle karıştırılarak pazara sunulması
Arıcılıkta kullanılan antibiyotikler, bal da mısır ve glukoz şuruplarının kullanılması
Zeytinyağında ise maliyeti düşüren tohum yağları, yağ asitleri, ayçicek, kanola ve fındık yağı gibi daha düşük kalitedeki yağların karıştırılması
Tatlılarda antep fıstığı yerine bezelye veya yeşile boyanmış yer fıstığı kullanımı
Bozuk fermente olmuş kayısılar, incirleri de hidrojen peroksite daldırılarak tekrar kullanılması
Bozulan kuru incir, kuru kayısı, kuru eriklerin ezme ürünlerinde kullanılması ve aşırı koruyucu madde kullanılarak satışa sunulması
Tarım ilaçlarının ölçüsüzce ve fazla kullanılması ve bunların natürel / organik gıda diyerek tüketiciye satılması
Özellikle bilinçsizce sorbat-benzoat gibi gıda koruyucu maddelerin kullanılması, gereken miktarlardan fazla kullanılarak tüketicinin sağlığının riske atılması,
Son dönemde baş ağrısı, baş dönmesi, bulanık görme, tansiyon gibi vücuda alındıklarında ciddi yan etkilere sahip olan Sildenafil maddesini alkolsüz içeceklerde, takviye edici gıdalarda, enerji içeceklerinde, çikolata ve kakao ürünlerinde kullanılmaktadır. "Performans artırıcı, enerji yüklü" diye satılan çikolatalarda ve kahvelerde sildenafil, tadalafil gibi birçok ilaç hammaddesi tespit edildiği Bakanlıkça belirtilmiştir.
Bu gıdaların hile yapmalarına sebep; üretimin kısıtlı, talebin fazla ve fiyatın yüksek olmasıdır. Bazı gıdaların fiyat yüksekliği vergi oranının yüksekliğinden de kaynaklanmaktadır. Ama temel amaç daha çok kazanç sağlamaktır.
Bizler tüketici olarak ürünü aldığımızda ürüne bakarak bunu tespit edemiyoruz. Ya da etiketteki içindekiler kısmını okuyup hileyi tespit edemiyoruz. Zaten çoğu tüketici ürün içeriğine bakmamakta baksa da birçoğu yazılanları anlamamaktadır. Bu durum gıda hilecilerinin kolladığı fırsatı doğurmakta, yakalanma olasılığı da düşük olduğu için gıda hileleri de yaygınlaşmaktadır. Gıda hilelerinin engellenmesi için en önemli nokta olan cezanın caydırıcılığı ortaya çıkmaktadır. Ceza caydırıcılığı tolera edilebiliyorsa gıda ürünlerinde hile yapılmaya maalesef devam ediliyor.
Peki Çözüm yolu nedir ve önüne nasıl geçilir?
Ülkemizde yasalarımız gereği, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yaptığı kontroller sonucunda tespit ettiği hileli gıdaları üreten ve/veya satan firmaları tespit edilen uygunsuzluk ve markası ile birlikte web sitesi (www.tarimorman.gov.tr) aracılığıyla tüketicilere duyurmaktadır. Hileli gıdaların tespitinde şüpheli ürünler ile ilgili numuneler alınarak laboratuvar ortamında yapılan analizlerle ortaya çıkmaktadır.
Hile yapan firmalara mevcutta para cezası verilmektedir. Caydırıcı cezalar olmadığı için firmalar hile yapmaya devam etmektedir. Çünkü insan sağlığını önemsemeden sadece karını kazandığı parayı düşünmekteler. Hilenin azaltılması yalnız kamunun görevi değildir. Hileli gıdaların varlığı, tüketici gözünde kimi zaman tüm bir sektörü ya da gıda kategorisini zan altında bırakıyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Tüm diğer sektörlerde olduğu gibi, gıda sektöründe de yasa dışı girişimlerde bulunan firmalar var ancak yasal sorumluluklarını sonuna kadar yerine getiren, örnek nitelikte ürünler üreten firmalar ağırlıkta olduğu da göz ardı edilmemelidir.
Hileli gıda üreten/ satan firmalara verilen para cezaları arttırılmalı, tekrarı halinde hapis cezası ve firmanın üretimden menine kadar cezalar getirilmelidir. Gerekirse hapis, üretim ve sektörden men cezası aynı anda verilmelidir.
Gıda üretici ve çalışanlarının bu konu da belirli aralıklarda bilinçlendirilmeli ve eğitime tabii tutulmalıdır. Tüketicinin ise yaygın gıda hileleri konusunda eğitilmesi gerekiyor ve bu görev öncelikle tüketici örgütlerine, yerel yönetimlere ve meslek odalarına da düşüyor. Bu nedenle tüketiciye bilinçli olmak ve öncelikle kayıtdışı ve izlenebilirliği olmayan ürünlerden uzak durmak görevi düşüyor. Etiketleme ve ürüne özgü yönetmeliklerin belirli aralıklarla eğitimler verilerek, Yazılı ve görsel basının tüketiciyi bilinçlendirmek adına bilgilendirmelerde bulunarak tüketicinin bilinçlenmesi gerektiğinin kanaatindeyim. Katkı maddesi nedir, içeriklerde yazılan E kodlu maddeler nedir, neyi tanımlıyor bunları bilmek gerektiğini düşünüyorum. Tüketici ne yediğini bilmeli ve herkes etiket bilgilerini okuyup anlayabilmelidir. Bunu günümüzde görsel ve sosyal medya kanallarıyla da yaygınlaştırmak, eğitimler vermek bu süreçte fazlasıyla yardımcı olacaktır.
Gıda mevzuatına uygun üretim yapılmalıdır. Gıdada bulunmasına izin verilen miktardan fazla katkı maddesi kullanılmasının önlenmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Özellikle yurt dışından ithal edilen katkı maddelerinin takibi, kullanım miktarları ve izlenebilirliği için bir sistem oluşturulmadır. Bu durum ciddi konu olan tarım ilaçlarında da takip edilmelidir. İzin verilen ilaçların yanı sıra maalesef Ülkemizde yasak olan tarım ilaçları da kullanılmaktadır.
Özel laboratuvarların analiz yöntemleri ve yeterlilik seviyeleri de belirli aralıklarda kontrol edilmelidir. Çünkü yapılan analizlerde maalesef hatalar yapılmaktadır.
Hile yapan işletmeciler, üreticiler hile nasıl yaparız çabalarına ayırdıkları zamanı ürün geliştirmeye ayırsalar. Sadece kazanç kar odaklı çalışan insan sağlığını göz ardı edenler sizler veya yakın çevreniz aileleriniz ne tüketiyor ne yiyor acaba?. Zaten bu kötü zihniyetle üretim yapan kişilerden bu düşünceyi beklemekte büyük yanlışlık olur.
Soruyorum sizlere işletmecilerimiz üreticilerimiz satış kanalında olan kişiler gıda mevzuatlarına, yönetmeliklere ürün üretimine ne kadar bilgiye sahipsiniz, konuya hakim misiniz? Kaçınız merak ediyor, araştırıyorsunuz? Sadece daha çok nasıl kazanırım düşüncesi olduğu sürece ilerlememiz gelişmemiz mümkün değil.
Bakanlığımızca yürütülen denetimlerin daha da genişletilerek ulaşılmayan işletmelere de ulaşılarak numuneler çekilmesi ve kontrol edilmesinin sürekliliği, takibi ve izlenebilirliği için kontrol sistemi kurulmalı ve geliştirilmelidir.
Son olarak; Bilinçli, sağ duyulu tüketici olarak Kayıtlı/onaylı işletmelerde üretilen ve etiket bilgileri tam olan ürünler satın alınmalı, yine de bir şüphe duyulması halinde ALO 174 Gıda Hattı'na bildirimde bulunmaya devam etmelilerdir.
Önümüzdeki günlerin en önemli konusu gıda olacaktır..Emeğinize teşekkürler..