Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin gelmesiyle, demokrasinin temel ilkelerinden biri olan kuvvetler ayrılığının iktidar eliyle kuvvetler birliğine dönüştüğünü ifade eden Türeli; “Şu anda bütçe görüşmelerindeyiz. Demokrasilerin en temel kurallarından biri olan bütçe hakkını konuşuyoruz. Diğer taraftan, demokrasilerin en temel ilkelerinden biri de yasama, yürütme ve yargı arasındaki kuvvetler ayrılığı ilkesidir. Unutulmamalıdır ki iktidar bütün rejimlerde vardır ama muhalefet sadece demokrasilerde vardır. Başta kuvvetler ayrılığı olmak üzere, memleketin bütün sorunlarına çözüm getireceği iddiasıyla yürürlüğe konulan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, Hükûmet elinde kısa sürede kuvvetler birliğine dönüşmüş; özellikle yargı, muhalefeti dizayn etmek için Hükûmetin elinde bir tehdit ve yaptırım aracına dönüştürülmüştür. İktidar, devletin bütün imkânlarını genel seçimde olduğu gibi seçim sonrasında da muhalefet üzerinde bir baskı aracı olarak kullanmaya devam etmektedir.” değerlendirmesini yaptı.
“Kemal Kılıçdarolu’na araçsallaştırılmış yargı eliyle yapılan baskıya boyun eğmeyeceğiz”
CHP 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargılandığı davaya değinen Türeli, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un "Siyaset yapanlar örnek alırsa onların sonu da bu eski Genel Başkan gibi olur. Siyasetçilerimiz için ibret vesikasıdır. Hakaret ede ede maalesef siyasi hayatının sonuna kadar gelmiş kendi Partisinde genel başkan bile yapılmamıştır" açıklamasını eleştirerek; “Adalet için büyük mücadele vermiş ve vermeye devam eden 7'nci Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na, araçsallaştırılmış yargı eliyle yapılan baskıya boyun eğmeyeceğimizin bilinmesini isteriz. Bu çerçevede, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un Sayın Kılıçdaroğlu için söylemiş olduğu, hiçbir şekilde bir Adalet Bakanına yakışmayan, yargıyı etkilemeye yönelik, siyaseti ve Cumhuriyet Halk Partili siyasetçileri tehdit etmeye cüret eden konuşmasını da şiddetle kınıyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu yalnız değildir, bunun bilinmesini isteriz.” ifadelerini kullandı.