Yurtdışına çıkış yasağı ve ev hapsi verilen gazeteci Özlem Gürses'ten ilk açıklama
Ödül almak için gittiği Ankara'da sivil polisler tarafından gözaltına alınan ve YouTube kanalında sarf ettiği sözler üzerinden hakim karşısına çıkan gazeteci Özlem Gürses, ev hapsi cezası aldı. Gürses, aldığı ceza ardından ilk açıklamasını katıldığı canlı yayında yaptı.
Kendisi hakkında verilen yurtdışına çıkış yasağı ve ev hapsi cezası alan gazeteci Özlem Gürses, Sözcütv'de katıldığı canlı yayında yaşadıklarını anlattı.
Gürses katıldığı canlı yayında şu ifadeleri kullandı:
"Hayatımda hiç güvenlik şubede ifade vermemiştim, bileklerime kelepçe takılmamıştı, bir nezarethanede plastik bir yatak üzerinde yatmamıştım... Benim için ilginç bir deneyimdi. Saatlerdir bana özenle davranan herkese minnettarım...
Beni destekleyen herkese teşekkür ederim. TSK'ya asla bir hakaret etmem. Eli kanlı terör örgütleriyle mücadele ettiğimi karşı çıktığımı herkes bilir bu yapılarla aynı yapılar içerisinde göstermeyeceğimi bilirler.
Ama insan bir kelime üzerinden saatlerce kendini anlatmak zorunda kalabiliyor bu çok yorucu ve kimseye de bir faydası olduğunu düşünmüyorum. Bu çeşit travmalar toplumsal barışa zarar veriyor sayısız meslektaşımız bu durumları yaşadılar.
Hayatımda hiç bu kadar troller üzerinden saldırıya uğramamıştım.
Özlem Gürses kendisine yöneltilen 'Korktun mu?' sorusuna şu yanıtı verdi:
Hayır şöyle korku denemez ona korku başka bir kelime o duygu bize uzak aksi taktirde mesleğimizi yapamazdık! Annemin korkabileceğini düşündüm 77 yaşında bana ulaşma şansı yoktu ne yapacağını bilemez bir haldeydi ona 'korkma' dedim.
Benim hiç B planım yokmuş onu gördüm. Bana "kimi aramak istersiniz?" dediler ama hafızamda hiç kimsenin telefonu yoktu. O kadar hazırlıksızdım ve aklıma getirmemiştim ki hayatımın tasarımında böyle bir şey yok benim bir kere bunu gördüm bu çok büyük bir ders oldu benim için...
Gürses'in oğlu Uzay da yaşadıklarını şu kelimelerle anlattı:
Sinirlendim, kaygılandım ancak gelen haberlerin sonunda sevindim...
Özlem Gürses sözlerini şöyle sürdürdü:
İki tane duygum çok yoğundu endişe sevdiklerimi üzdüğüm için endişe herkesten özür diledim sizi üzdüğüm için.... işimizi yapma koşullarımızın ve ülkenin ikliminin bizi getirdiği bu nokta çok korkunç!
Değerli büyüklerimiz kimseye faydası olmayan işler bunlar, bakın dünya yangın yeri, ekonomi kötü, Türkiye'nin acil ve önemli ihtiyaçları çok çok fazla birinci olarak üzüntü hali içindeydim.
İkinci olarak da neden böyle sorusuyla gelen haksızlık duygusu, kendimle hesaplaştım en yoğun olarak bunları yaşadım.
Kelepçeyle hastanenin içine soktukları bir kare var normalde arkadan da dolandırılabilirdi ama demek ki öyle gerekti orada yürürken göz göze geldiğim insanlar oldu. İnsanların bakışlarını gördüm 'seni biliyoruz kardeşim' dercesine baktılar desteklerini gösterdiler bu unutamayacağım sahneler...
Türkiye'nin değerli kurumlarını rencide etmek Mehmetçiklerimizi üzmek hakaret etmek gibi üslubum olmadı bu memleket tüm kurumlarıyla hepimizin, bu onların yüreklerinde üzüntüye yol açtıysa onlara bunu yapmamalıyız. Onların yüreklerini daha fazla incitmemek lazım.
Desteğini esirgemeyen dostlara çok çok teşekkür ediyorum, özgür bağımsız ve onurlu bir gazetecilik ilkesine inanıyorum... Neyi eksik neyi fazla yaptığımı düşünüp kendimle hesaplaştım...
Gazetecilik yapmaya devam...