Yenidoğan çetesi yargılanıyor... Avukatların ve ailelerin duruşma salonuna alınmaması gerilim yarattı

TAKİP ET

Özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde SGK'den para almak amacıyla en az 10 bebeğin ölümüne neden olan özel hastane çetesinin duruşması bugün Bakırköy 22.Ağır Ceza Mahkemesinde başladı

Çetenin faaliyetleri nedeniyle bebeklerini kaybeden aileler duruşma salonuna alınmıyor. Salon önünde bir anne "Canım yanıyor" diye bağırırken, "Aileler içeriye alınsın" çağrıları yapıldı.

Mahkeme Başkanı, TBB Başkanı Erinç Sağkan ve İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu’nun izleyici kısmına geçmesini isteyince gerginlik yaşandı. Avukatlar "Avukata değil, çetelere barikat" sloganı attı.

CHP'den Sağlık Bakanı'na istifa çağrısı

Duruşma öncesi CHP heyeti adliye önünde açıklama yaptı. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Sağlık Bakanlığı'nın daha önce harakete geçmemesini eleştirerek " Siz, daha bu işler ilk başladığında denetiminizi yapıp, en azından denetim sonuçlarına kadar bu hastaneleri kapatsaydınız bu çete bu kadar cinayeti işleyemeyecekti" dedi.

Emir şunları söyledi:

Sağlık Bakanlığı denetim görevini yapmamış, bu olayların başlamasıyla birlikte harekete geçmemiş, sadece mali şubeye bildirmişler ve bununla yetinmişler. Ve bu sürede, bu soruşturmalar yapılırken Sağlık Bakanlığı denetim görevini çok geç yapmış. Soruşturma dosyasından anlıyoruz ki 8-9 ay sonra ani denetlemeler yapmışlar, orada da bir şeye rastlayamamışlar. Yani Sağlık Bakanlığı seyretmiş ve Sağlık Bakanlığı seyrederken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, SGK'ya da bildirimde bulunmamışlar. SGK da çatır çatır para ödemeye devam etmiş. Polis, teknik takibe almış, teknik takip ikinci ölümden sonra başlamış. Üçüncü ölüm olduğu anda Sağlık Bakanlığı'nın, yargının hemen müdahale edip, durdurup gerekli işlemleri yapması gerekirken bu işlemler yapılmadığı için 8 yavrumuz daha ölmüş ve çok daha çarpıcı olanı, bu hastaneler, ikisi hariç sekizi daha geçen ay kapatıldı. Yani Türkiye halkı ayağa kalkınca, bu cinayetler zinciri ortaya çıkınca hastaneleri kapatmak akıllarına geldi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz ise şöyle konuştu: 

Bugün burada 22’si tutuklu 47 çete üyesinin yargılandığı davayı takip edeceğiz. Fakat bu yeterli değildir. Bu şehrin 19 hastanesinde göz göre göre çete faaliyetlerine izin veren ve bebeklerimizin hayatını kaybetmesine neden olan kamu görevlileri, Sağlık Bakanlığı yetkilileri, il sağlık müdürlüğü yetkilileri bu davada yoktur. Bu davada iddianamede yer almamaktadır. Burada suçlu, etkin bir şekilde bu hastanelerini denetlemeyen il sağlık müdürlüğü yetkilileridir, Sağlık Bakanlığı yetkilileridir ve görevden el çektirilerek yargılanmalıdır. Burada suçlu, SGK yıllardır yağmalanırken buna göz yuman SGK yetkilileridir ve görevden alınarak yargılanmalıdır. Bu davada bir tane bile kamu görevlisi yoktur ve esas olarak yargılanması gerekenler de bu suçlara göz yumanlardır. İl Sağlık Müdürü olarak 2016 yılından beri 8 yıl süreyle İstanbul sağlığını yöneten şu anki Sayın Bakan Kemal Memişoğlu bu davada birinci elden sorumludur ve bir an önce istifa etmeli ya da görevden el çektirilmelidir.

"Türkiye tarihinde bebeklerimize göz dikildiğini hiç görmemiştik"

Bakırköy Adliyesi önünde Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM), Halkın Kurtuluşu Partisi (HKP) ve İstanbul Kadın Meclisi açıklama yaptı. Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM), tarafından yapılan açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Türkiye tarihinde bebeklerimize göz dikildiğini hiç görmemiştik. Küçücük çocukların ciğerlerini yok ettiler, onların kanını aldılar ve yaşayacak çocuklarımızın hayatına göz dikip onları öldürdüler. Bugün UCİM 16 avukatıyla davada müdahillik talep edecek. Mahkeme heyetine sesleniyoruz: Müdahale taleplerimizi lütfen kabul edin. Biz davaya bir gün değil, her celsede o bebeklerin yanında olacağız.

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) açıklamasında ise yenidoğan çetesinin AKP iktidarının özelleştirme politikaları sonucu oluştuğunu savunularak, "Bu vahim olay yalnızca İstanbul’la ya da sadece yenidoğan üniteleriyle sınırlı kalmamıştır. Tek bir olay değildir. Oysa sağlık ve eğitim temel insan haklarıdır. Onu, gözünü kar hırsı bürümüş kişilerin eline vermek, hele de din kisvesi altında dünya menfaati sağlamak için her yolu mübah gören AKP gillerin insafına bırakmak bu akıl almaz trajedilerin yaşanılmasını kaçınılmaz hale getirmiştir" denildi.

"Sorun siyasi iktidarda"

İstanbul Kadın Meclisi açıklamasında da şu ifadeler yer aldı:

Bu davada, bu bebeklerin ölümünden her kim sorumluysa biz onların gereken cezayı alması için mücadele edeceğiz. Ama tek sorumlunun onlar olduğunu düşünmek büyük bir hata olur. Sorumlu sağlığın bir kamu hizmeti olması gerekirken, onu bir sektöre dönüştürenlerde. Sağlık en temel insan hakkıyken, sağlığı bize parayla satanlarda. Sorun, bu iktisadi düzenin kendisi. Sorun, her yeri özel hastanelerle dolduran, özel hastaneleri teşvik eden ve bir de bu özel hastanelerin yükünü emekçi halkın sırtına yükleyenlerde. Sorun bu siyasi iktidarda.

İddianamede neler var?

Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçlamalarıyla, 11 kez "resmi belgede sahtecilik" suçu ile cezalandırılması isteniyor. İki isim hakkında toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis talep ediliyor. 112 Ambulans Şoförü Gıyasettin Mert Özdemir hakkında "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası; 18 kişi hakkında da bebeklerin ölümüne ilişkin "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası isteniyor.

Neler yaşandı?

Özel Reyap Hastanesinde yenidoğan yoğun bakım doktoru Fırat Sarı hakkında CİMER'e yapılan bir ihbarla başlayan soruşturma pek çok özel hastaneye sıçradı. Soruşturmayla beraber Fırat Sarı'nın sahibi olduğu Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketinde hasta danışmanı olarak görev yaptığı, anlaşmalı oldukları 11 özel hastanenin yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin sürekli dolu olmasını sağlayarak SGK'den yüksek miktarda ödemelerin alınmasını sağladığı ortaya çıktı.

Kapatılan hastaneler

Akabe Sağlık Tesisleri AŞ'ye ait özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri AŞ'ye ait Özel Avrupa Şafak Hastanesi ve Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Medilife Sağlık Hizmetleri ve Yonca Sağlık Hizmetlerine bağlı Özel Bağcılar Medilife Hastanesi ve Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Refik Arslan AŞ'ye bağlı Özel Bağcılar Şafak Hastanesi, Beymed AŞ'ye ait Özel Birinci Hastanesi, Doğamed AŞ'ye ait Özel Doğa Hospital Hastanesi, Reyap AŞ'ye ait Özel Reyap İstanbul Hastanesi ve Çorlu Reyap hastanesi, Ekip Sağlık AŞ'ye ait Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Esenler Güney Hastanesi ve Silivri Kolan Hastanesi şimdilik iddianaameye dahil edilen hastaneler.