Serdar Öztürk, "Erdoğan 'Düşürün Şu Faizleri' Diyebilir, Mehmet Şimşek'in İpi Çekilmiş Olur"

TAKİP ET

Gazeteciler Ahmet Nesin ve Serdar Öztürk, Devlet Bahçeli'nin Öcalan çıkışını, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Ebru Gündeş konseri için harcadığı para ve enflasyondaki süreci konuştu.

Gazeteciler Ahmet Nesin ve Serdar Öztürk, Youtube kanalı üzerinden yaptıkları değerlendirmede, gündeme ilişkin analizler yaptı. Devlet Bahçeli'nin çıkışının Erdoğan tarafından görülmemesine, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Başkanı Mansur Yavaş'ın konser sebebiyle gündeme gelmesini konuşan Serdar Öztürk, "Bugünlerde en büyük tartışma Bahçeli'nin çıkışı, Erdoğan'ın o çıkışı görmeyişi, Erdoğan tarafından ve Bahçeli tarafından ona yakın isimler tarafından yapılan açıklamalar, Ankara BB'nin ve Mansur Yavaş'ın dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı'na adaylığının önünü kesebiliriz diye. Konser ve bu tür işler gerçekten sıkıntı yaratan işler. Vakti zamanında İzmir BB'ye bir operasyon yapılmıştı. Aziz Kocaoğlu döneminde... Orada da bu konserler çok sıkıntılıydı. Bu konserlerin şöyle bir özelliği var. Türkiye'de bir grup türemiş. Bazı sanatçıların bu tür işlere giden sanatçıların kaşelerini önceden alıyorlar. Kaşeler onlarda duruyor. Onlarda durduğu için de fiyat oradan biraz farklılaşabiliyor. Sanatçının alacağı ücret ile organizatörün ücreti birbirinden farklı olabiliyor. Bu mahkemede gündeme gelmişti. O davalar sırasında. Şöyle örnek vereyim. 'Siz diyorsunuz ki Ahmet Nesin'i getirin bir gün konuşsun.' Tamam Ahmet Nesin'in kaşesi bir kişide. Kim kazanırsa kazansın o kişiye gidip bir anlaşma yapmak, uzlaşma yapmak zorunda. Tabi o da onun insafına kalıyor. Tercih ettiğiniz sanatçılar bir de sanatçıların kaşe ücretleri artık eskisi kadar böyle az değil. Yüzüncü Yıl kutlamaları nedeniyle İzmir'de de Tarkan konseri vardı. Çok tartışıldı. Milyon dolar ödendiği iddia edildi. Sonra o dönemin belediye başkanı çıkıp 'Biz bu paranın hepsini ödemedik. Aslında söylendiği gibi değil sponsorlardan aldık' falan dedi. Hatta Tarkan'ın da bunu aldığı ücretin büyük bir ücretini de hayvan barınağına bağışlayacağını söyledi. Bu tür işler maalesef belediyeleri ciddi töhmet altında bırakıyor" dedi.

"Mansur Yavaş'ı aklamak yapacağım en son işlerden bir tanesi"
Yurt dışında konser düzenleyecek olan bir sivil toplum kuruluşunun sponsor bulabildiğini ifade eden Ahmet Nesin, "Daha da ilginci dernek olarak yurt dışında konser düzenleyeceksen o bağlı bulunduğun belediyede; dernek ciddi bir dernek ise gelenlerin yol ve otel parasını karşılıyorlar. Ama şöyle bir şey var. Ciddi olarak sponsor bulunuyor orada. Sponsor Türkiye'de yapmaya başladıysa bu işi yanlış değil çok doğru bir şey. Burada da çok ciddi para kazanan otel sahipleri, dönerciler var. Çok ciddi yerlerde ve iyi para kazananlar var. Onlardan herkes kendi örgütü şeyinde yapıyor. Yoksa buradaki örgütler, dernekler o sanatçıları getiremezlerdi daha önceden. Bu oluyor ama Türkiye'de başladıysa çok iyi ancak bunu gizli yapmamak gerekiyor. Neden gizli diyorum şöyle bir olay oluyor sponsorlukta. Bunun artı tv ve artı gerçekte de yaşadık. Ben kendim pek yaşamadım. Başvurmadım çünkü kimseye. Biz tamam bu yardımı yapalım ama bizim müşterimiz her türlü siyasi partiden olan insanlar o yüzden adımızı oraya koyarsanız diye başka bir şey bu müşteriden biz kaybedebiliriz diye. Sana o sponsorluk yardımını yapıyor ama benim reklamımı yapma diyor. Sessiz sedasız, öyle olunca da bunu faturalandıramıyorsunuz. Bunu CHP veya başka bir partiyi aklamak için söylemiyorum. Mansur Yavaş'ı aklamak benim yapacağım en son işlerden bir tanesi. Ama böyle bir sistem de var. Bunu kanıtlayamıyorsun. Gizli tutmak zorundasın. Bir türlü işin içinden çıkamıyorsun. Artı sponsorun lehine olan bir şey var. Savunduğu grup yada partinin orada hem adın geçiyor. Hem de vergiden düşüyorsun. Ciddi bir şekilde vergiden düşüyorsun" dedi.

 "Mansur Yavaş bilerek bu oyuna sokuldu"
Ankara BB Başkanı Mansur Yavaş'ın Erdoğan ile diyaloğa girmediğine dikkat çeken Serdar Öztürk, "Mansur Yavaş ile Erdoğan'ın atıştığını bilmeyiz. Hatta duymadık da. Dikkat eder Mansur Yavaş bu konulara. Ama birden bire İstanbul tartışırken Ekrem İmamoğlu'nun Bölge Adliye Mahkemesi'nde karar bekleyen o meşhur davasını konuşurken üstüne Esenyurt'a kayyum atanmasını oradan da bu iş İmamoğlu'na ulaşacak tartışması yürürken birdenbire Ankara'nın bu masrafı girdi. Yada böyle bir tartışma" ifadelerine yer verdi.
  Nesin ise "Mansur Yavaş bilerek bu oyuna sokuldu. Kendisi de bunun kendi lehine olacağını düşünüyor diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

  "Ekrem İmamoğlu çok mağduriyet yarattı"
  Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığında ciddi bir biçimde önde durduğunun altını çizen Serdar Öztürk, "Bunu tartışmak lazım. Siyasi olarak 'Acaba Ekrem İmamoğlu çok mağduriyet yarattı.' Cumhurbaşkanlığı adaylığında ciddi bir biçimde önde duruyor. Birileri de aman bizim Mansur Yavaş'ı da öne çıkartmamız gerekiyor yada onun adaylığını da gündemde tutmamız gerekiyor deyip Mansur Yavaş'a da böyle bir mağduriyet yaratmaya çalıştılar. Bunu siyaseten tartışılması lazım. Ekonomik boyutunu zaten bildiğim kadarıyla Ankara BB Pazartesi günü bir toplantıyla bütün detaylarını duyuracakmış. Bunun siyaseten kimin tarafından ve ne amaçla gündeme getirildiğini tartışmamız gerekiyor. Çünkü öte yandan enflasyon iktidarın istediği gibi düşmüyor" ifadelerine yer verdi.

  "Erdoğan'ın kafasında Kasım ayından itibaren faizlerin tekrar indirilmeye başlanması yatıyor"
 Mehmet Şimşek'in aldığı önlemlere rağmen enflasyonun direndiğini ifade eden Öztürk, "Hatta çok daha olumlu bakılmıyor. Merkez Bankası bile tahminlerini yeniledi. Bir de sanırım Macaristan dönüşü Erdoğan uçakta ekonomi ile ilgili bir cümle konuştu. Faizler düştükçe enflasyon düşecek dedi. Bu şimdi bizim aklımıza hemen Nas olayını getirdi. Valla öyle görünüyor ki zoraki Erdoğan'ın planlaması oydu. Biz daha önce onu konuşmuştuk. Erdoğan'ın kafasında Kasım ayından itibaren faizlerin tekrar indirilmeye başlanması yatıyor. Şu andaki göstergeler Ocak ayında bile faizlerin düşürülemeyeceğini gösteriyor. Merkez Bankası beklentisini yükseltti ama Erdoğan'ın çok yetki verdiği Mehmet Şimşek ile yaptığı anlaşmanın içinde ki bu çoğu yerde söylendiği için genel kabul görmüş bir şey. Kasım ayına kadar faizlerin yüksek tutulacağı, Kasım ayından sonra Erdoğan'ın 'faiz neden, enflasyon sonuçtur' mantığına uygun olarak Kasım'dan itibaren şimdi yüzde 50'lerde olan faizin tekrar yavaş yavaş düşmeye başlanacağı söyleniyordu. Ama bu enflasyon beklentilerinin yükselmesi ve sürekli direniş göstermesi iktisatçılara göre Ocak ayında bile faizlerin bile düşürülmesi pek mümkün görülmüyor. Ama Erdoğan bu birdenbire kafası bozulup düşürün şu faizleri deyip böyle bir şey yapabilir. Uçaktaki o açıklaması da aslında Erdoğan'ın kafasının arkasında ne olduğunu bize gösteriyor. Tabi bunu unutturabilmek için topluma başka şeyler sunmanız gerekiyor. Kayyum atamak bunlardan biri. Önümüzdeki günlerde herhalde bu kayyum atamaları devam edecek. O devam ettikçe Mehmet Şimşek'in bir rolü kalmayacak. Toplumun katıldığı bir şey Mehmet Şimşek oraya eğreti olarak geldi. Sadece daha önce damadın başaramadığı İngiltere ve Amerika'dan para bulması bu sorunu aşması için getirildi. Getiremediği gibi 128 milyar doları kaybetti" dedi.

  "Trump'un bile eskisi gibi Erdoğan'a çok sıcak olduğunu düşünmüyorum"
  Trump'un bundan sonra da Erdoğan'a karşı soğuk tavrını sürdüreceğini öne süren Öztürk, "Belki Erdoğan ile bir araya gelir ama Türkiye üzerindeki o uyguladığı baskıyı çok azaltacağını düşünmüyorum. Ama şunu söylemek lazım. Erdoğan'ın bu iktisat politikası Mehmet Şimşek'e bence 2025 yılında uygulamaya geçecek. Aslında Merkez Bankası bu ayın sonundan itibaren eğer bir faiz indirimine gitmeye başlarsa bana göre Mehmet Şimşek'in ipi çekilmiştir. Ben Mehmet Şimşek'in artık duracağını sanmıyorum. Eğer Mehmet Şimşek'in bütün bu uygulamalarına rağmen Erdoğan'ın 'düşürün kardeşim bu faizi' demesi Şimşek'in uyguladığı politikanın tamamına aykırı" ifadelerini kullandı.