Savcılıktan tepki çeken karar

TAKİP ET

ilahiyatçı Ebubekir Sifil ve imam Halil Konakcı hakkında 'kovuşturmaya yer yok' kararı

İlahiyatçı Ebubekir Sifil, "Adam keyfi olarak namazı sürekli biçimde aksatıyorsa cezaya çarptırılır. Çağırılır, azarlanır. Çağırılır, tekdir edilir. Çağırılır, dövülür. Devam ederse taziren (hakimin veya devlet yöneticisinin takdirine bağlı olarak yapılan cezalandırma) öldürülebilir" ifadesini kullanmıştı. İstanbul'un Pendik ilçesindeki Uluçınar Camisi İmamı Halil Konakcı ise "Dinde zorlama var. Nasıl var? Namaz kılmamanın hukukta cezası var. Şimdi uygulanmıyor olabilir. Oruç tutmamanın dinde cezası var. Sopalama var. Demek ki zorlama var" demişti.

 

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları ile avukatlar Nazan Bozkurt, Saim Rüştü Anlatıcı, Seda Baydere, Tülay Bekar, ilahiyatçı Ebubekir Sifil ve imam Halil Konakcı hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ''Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek'' suçundan suç duyurusunda bulundu. 

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu tarafından avukatların suç duyuruları işleme alınarak soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın sonucunda Sifil ve Konakcı hakkında "kovuşturma yapılmasına yer olmadığına" karar verildi. 

"TAHRİK ETME YA DA ALÇALTMA KASTI YOK"

Savcılık kararında "Soruşturma kapsamında ve toplanan deliller ışığında; soruşturma dosyasına konu konuşmanın bir bütün olarak bilirkişi marifetiyle metne döküldüğü ve konuşma içeriğinin bir bütün olarak incelenmesi, değerlendirilmesi ve şüphelilerden Halil Konakcı'nın 14 Haziran 2023 tarihinde huzurda tespit edilen ifadesinde; şahsına ait Twitter hesabında yapılan konuşmanın, Laurie Penny isimli yazarın bir romanında belirtilen içerikten aldığını, kendi inanç çerçevesinde bu kitabı değerlendirerek, fikirlerini açıkladığını, İslami kurallar çerçevesinde tesettür kavramını açıklamaya çalıştığını, herhangi bir kitleyi hedef gösterme, tahrik etme yada alçaltma kastıyla hareket etmediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır" denildi. 

Savcılığın kararında, "Soruşturma konusu olayımızda, TCK'nın 216. maddesinde sayılan maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi" denildi.