Nisan ayını bekleyin: Faizlerde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

TAKİP ET

Nisan ayından itibaren makyajlanmış verilerin makyajı akmaya başlayacak. Türkiye ekonomisinde enflasyonun önünün alınmadığı, ekonominin yeterince soğumadığı görülecek ve kemerler mecburen sıkılacak.

Nisan ayından itibaren makyajlanmış verilerin makyajı akmaya başlayacak. Türkiye ekonomisinde enflasyonun önünün alınmadığı, ekonominin yeterince soğumadığı görülecek ve kemerler mecburen sıkılacak.

TCMB İLE GERÇEKLİK ARASINDA LİNKLER KOPMUŞ OLMASIN!

TCMB politika faizini artırmayarak yüzde 45’te sabit tuttu. Gerek TCMB’den yapılan açıklamalar gerekse piyasa beklentileri de bu yöndeydi. Yine Para Politikası Kurulu (PPK) metninde de ‘sıkılaştırma önlemlerinin sonuç vermeye başladığı’ tespiti vardı. Ancak gerçekle PPK metninin tespitleri arasında oldukça büyük bir fark var. Resmi enflasyon verileriyle gerçek fiyat artışları arasındaki makas neredeyse yüzde 100, bütçe açığı arttıkça artıyor, açığı dengelemek için atılabilecek tüm adımlar da enflasyonist sonuçlar doğurmak durumunda... Merkezi yönetim bütçesiyle Hazinenin nakit dengesi arasında fark da büyük. Ekonominin soğumadığı da ortada! Perakende satış verileri gibi iç talebi ortaya koyan veriler soğuma olmadığına işaret ediyor. Siyasi sebeplerle ertelenen zamların da yerel seçimlerden sonra yapılacağını hatırlatmak gerek. Benzer bir durum döviz kurları için de geçerli. Dolar ve Euro’da tıpkı bir önceki seçimlerden sonra olduğu gibi ciddi bir artış olacak. Peki öyleyse politika faizi neden sabit tutuldu? Tek bir cevabı olabilir, o da siyasi bir tercih! Acısını hep birlikte bahar aylarından itibaren çekmeye başlayacağız.

NİSANDAN SONRA, YENİDEN FAİZ ARTIRIMI OLMAK ZORUNDA

Politika faizinin sabit bırakılmasının siyasi baskılarla ilgili olabileceğini teyit eden bazı tespitler de var. Söz gelimi Bank of America (BofA) Securities ve Morgan Stanley, bu yılın ikinci çeyreğinde TCMB’nin yeniden faiz artırması olasılığına dikkat çekiyor. BofA’nın notunda, “Ücret artışlarının talebe etkisi beklenenden daha güçlü çıkarsa, ikinci çeyrekte ek faiz artışları mümkün” tespiti var. Morgan Stanley’in yorumu ise şöyle: “Politika faizinin yılın son çeyreğine kadar yüzde 45’te sabit tutulacağına ilişkin tahminimizi koruyoruz, ancak ikinci çeyrekte ek faiz artırımı risklerinin arttığını görüyoruz”. Ben daha net söyleyeyim, nisan ayından itibaren, makyajlanmış verilerin makyajı akmaya başlayacak ve Türkiye ekonomisinde yukarıda sözünü ettiğimiz gibi enflasyonun önünün alınmadığı, ekonominin yeterince soğumadığı, bütçe açığının ciddi bir sorun olduğu görülecek ve kemerler mecburen sıkılacak. Politika faizi de artacak! “TCMB faiz indirimine ne zaman gider?” gibi bir soruyu tartışanlar hala varsa, artık tartışmasınlar, komik oluyor!

TÜKETİCİ KREDİLERİ ALTI AYIN ZİRVESİNDE... PEKİ BU EKONOMİ NASIL SOĞUYOR?

TCMB’nin kredi büyümesinde aşırılıklara izin vermeyeceğine ilişkin mesajlarına rağmen, kredi büyümesindeki artış ivmesi sürüyor. Kur etkisinden arındırılmış, 13 haftalık yıllıklandırılmış kredi büyümesi 16 Şubat haftası itibarıyla yüzde 28’e ulaştı. Tüketici kredilerindeki hareketlenme dikkat çekici... Tüketici kredilerinde büyüme yüzde 24.74 ile ağustos ayından bu yana en hızlı büyüme oldu. Ticari kredi büyümesi de aynı dönemde yüzde 16.43 olarak kaydedildi. Sektörün kredi hacmi 16 Şubat itibarıyla 43 milyar 179 milyon lira artış gösterdi. Aynı dönemde, toplam kredi hacmi 12 trilyon 8 milyar 987 milyon TL’den 12 trilyon 52 milyar 166 milyon TL’ye çıktı.

KKM’DEN ÇIKIŞLAR SÜRÜYOR

Ekonomiye ilişkin pek az iyi haber alıyoruz. Bunlardan biri de kur korumalı mevduatlardan (KKM) çıkışın sürüyor olması... Türkiye ekonomisi açısından kur şoklarına karşı ciddi bir risk oluşturan ve Hazine ve TCMB’ye ciddi bir yük oluşturan KKM’den çıkışlar, alınan önlemler doğrultusunda 16 Şubat ile biten haftada da sürdü. BDDK verilerine göre, kur korumalı TL mevduat ve katılma hesapları 2 trilyon 367 milyar 700 milyon TL’den 2 trilyon 343 milyar 200 milyon TL’ye geriledi. Ekonomi yönetimi KKM’lere karşı düzenlemelerine yeni bir kararla devam etmişti. Son alınan kararla 1 Ocak’tan itibaren TL dönüşümlü kur korumalı mevduat açılmayacağı bildirilmişti. Döviz dönüşümlü KKM’de ise yeni hesap açılışları ve vade sonunda yenileme devam edecek.

YÜZDE 25 KİRA ZAMMI SINIRI TEMMUZA KADAR SÜRECEK

Kira artırımlarındaki yüzde 25 sınırının kaldırılacağına ilişkin söylenti yalanlandı. Sanki bu pratikte bir işe yarıyormuş gibi… Ev sahipleri bu uygulamayı zaten öyle ya da böyle aşıyordu. Bu sebeple kiracı-ev sahibi kavgalarına da şahit oluyorduk. Şimdi bu sınırlamanın Temmuz 2024’e kadar süreceğini öğrenmiş olduk. Söylentinin çıkma sebebi, büyük olasılıkla yetkililerin bu yılın ikinci yarısında enflasyonun kontrol altına alınacağına ilişkin açıklamalarıydı. Ama pek az kişi dile getirse de enflasyonun bu yılın ortasında kontrol altına alınabileceği falan yok! Hatta şimdiden Cumhurbaşkanı bu süreyi yıl sonuna kadar uzattı bile! Gelelim sınırlamaya... Dediğimiz gibi pratikte delik deşik olmuş bir sınırlamaydı bu zaten. Olsa ne olacak, olmasa ne olacak? Hala negatif reel faiz bandındaki mevduat faizleriyle bile 1 milyon TL’nin getirisi kira gelirinden yüksekse, kiralar artmayacak da ne olacak?

TURİST SAYISI AZ DA OLSA ARTIYOR

Kültür ve Turizm Bakanlığının turizm istatistiklerine göre, Türkiye 2024 Ocak ayında 2 milyon 47 bin 27 yabancı ziyaretçi ağırladı. Geçen yılın ayını ayında gelen turist sayısı 2 milyon 6 bindi. Turizmde 2023 yılını rekorla kapatan Türkiye’de, ocak ayında gelen turist sayısındaki artış yüzde 2.1 oldu. Geçen yıl kasım ayındaki gerilemenin haricinde, son beş ay görülen yüzde 5 ila yüzde 3’lük artışların hafif altında seyretti. En çok turist gelen ülkeler sıralaması ise şöyle: Rusya 230 bin 579 kişiyle birinci, İran 211 bin 801 kişiyle ikinci... Bu ülkeleri sırasıyla Bulgaristan, Almanya ve Gürcistan izledi. Bulgaristan ve Gürcistan’dan gelenlerin büyük bölümü bavul turizmi için geliyor.

GÜVEN ENDEKSİ PERAKENDEDE DÜŞTÜ, HİZMET VE İNŞAAT SEKTÖRLERİNDE ARTTI

TÜİK, şubat ayına ilişkin hizmet, perakende ticaret ve inşaat güven endekslerini açıkladı. Buna göre, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi şubatta aylık bazda hizmet sektöründe yüzde 1.6 artarak 118.6’ya, inşaat sektöründe yüzde 1 artışla 91.8’e çıktı. Perakende ticaret sektöründe ise yüzde 1 azalarak 114.5’e geriledi. Hizmet sektöründe şubatta bir önceki aya kıyasla son üç aylık dönemde iş durumu yüzde 1.8, son üç aylık dönemde hizmetlere olan talep yüzde 2.6, gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi yüzde 0.4 artış gösterdi. Perakende ticaret sektöründe, son üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar yüzde 1.1, mevcut mal stok seviyesi yüzde 2.3 azaldı. Gelecek üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi ise yüzde 0.1 yükseldi. İnşaat sektöründe ise alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyinde yüzde 0.3 gerileme görülürken, gelecek üç aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi yüzde 2.2 arttı. İnşat sektöründeki bu eğilimin sebebi büyük olasılıkla kentsel dönüşümün getireceği hareket beklentisi...

HAYVANCILIKTA BEŞ YILLIK EYLEM PLANI HAZIR

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hayvancılıkta sektör paydaşları ve uzmanların görüşleri alınarak hazırlanan beş yıllık eylem planı, bugün Bakan İbrahim Yumaklı tarafından kamuoyuyla paylaşılacak. Yol haritasında, hayvansal üretim planlaması, yeni destekleme modeli, hayvan hastalıklarıyla mücadelede yeni tedbirler ve Islah Eylem Planı konularında yenilikler ilan edilecek. Ayrıca, anaç hayvan sayısının artırılmasına yönelik çalışmalar da duyurulacak. Sektöre son 21 yılda 312 milyar lira destek verilmesine karşın, sektörün durumu ortada... Belki açıklanacak eylem planıyla hayvancılıkta yaşanan yapısal sorunlar bir ölçüde aşılır ve et fiyatlarındaki astronomik artışlar orta vadede makul bir seviyeye gelir. Zira gerek kırmızı et, gerekse süt ve süt ürünlerindeki fiyat artışlarının kısa vadede sakinleşmesi pek mümkün görünmüyor.

TARIM SEKTÖRÜNDEKİ KRİZ BÜYÜYOR

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) verileri, son bir yılda gübre, süt yemi, besi yemi, elektrik ve ilaç fiyatlarında ciddi oranlarda artış olduğunu gösteriyor. Bu artışlar, çiftçilerin üretim maliyetlerini önemli ölçüde artırıyor. Ayrıca, mazot fiyatlarındaki yüksek artış, çiftçileri zor durumda bırakıyor. Çiftçilere yönelik devlet destekleri ise artan maliyetler karşısında yetersiz... Çiftçilerin borçluluk durumu ise giderek ağırlaşan bir tablo çiziyor. Tarım Kredi Kooperatiflerine ve bankalara olan borçlar çiftçilerin belini büküyor. Aralık 2023 itibarıyla tarımsal kredilerin toplamı 582 milyar TL’yi aştı, çiftçilerin toplam borcu yaklaşık 700 milyar TL civarında. Bu ekonomik baskılar, çiftçilerin üretimden çekilmesine, hayvan varlığının azalmasına ve dolayısıyla et ve süt gibi temel gıda ürünlerinin fiyatlarının artmasına neden oluyor. Yani tüm ülkeyi doğrudan etkiliyor.

GRİ LİSTEDEN ÇIKMAMIZ O KADAR DA KOLAY DEĞİL!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin, Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) gri listesinden çıkışı sürecinde son aşamaya gelindiğini belirtiyor. Ancak sözlerinin devamında “FATF ekibi tarafından Türkiye’ye yapılacak ziyaret akabinde hazırlanacak değerlendirme raporu haziran ayındaki genel kurul toplantısında ele alınacak ve bu toplantıda ülkemize yönelik gri liste kararının kaldırılması bekleniyor” diyor. Rapor hazırlanmadan bunu söyleyebilmesi için tek bir sebep olabilir, o da batının siyasi tercihleri... Yoksa bu konuda siyasi iktidarın ve ekonomi yönetiminin net ve sürdürülebilir adımlar attığını söylemek mümkün değil. Sadece son dönemdeki operasyonları ve ülkemizde yakalanan dünyaca ünlü mafya liderlerini hatırlatayım. Tabii bir de Avrupalı şirketlerin Rusya’ya yönelik ambargoyu Türkiye üzerinden deldiklerini bilmeyen yok gibi...

HAZİRANDAN ÖNCE FED’DEN FAİZ İNDİRİM BEKLELEMEK GEREK

Fed’in nisan ayında faiz indirimi yapacağı beklentisi gün geçtikçe hayal oluyor. Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantı tutanakları yetkililerin para politikasını hızlı gevşetme konusunda endişeleri olduğunu gösterdi. Tutanaklarda, “Çoğu yetkili, politika duruşunu gevşetmek için çok hızlı hareket etmenin risklerine dikkati çekti ve enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2’ye düşüp düşmediğine karar verirken gelen verileri dikkatle değerlendirmenin önemini vurguladı. Ancak birkaç yetkili, aşırı kısıtlayıcı duruşun çok uzun süre sürdürülmesinin ekonomiye yönelik aşağı yönlü risklere işaret ettiğini belirtti” ifadesi kullanıldı. Fed’in bir sonraki faiz kararı 20 Mart’ta açıklanacak. Faiz Temmuz 2023’ten beri yüzde 5.5 seviyesinde. Büyük olasılıkla yaza kadar bir faiz indirimi beklemek fazlaca iyimser bir yaklaşım olur. Genel beklenti 2024 yılında 100 baz puanlık bir indirimin yapılacak olması.

AMB DE FAİZ İNDİRİMİNİ ÖTELEYECEK GİBİ...

Avrupa’da faiz indirimlerine geçiş süreci ötelenecek gibi... Avrupa Merkez Bankası (AMB) Yönetim Konseyi üyesi Gabriel Makhlouf’a göre, AMB faiz oranını düşürme kararında acele etmemeli ve ücretlerin çok hızlı artabileceğine dair risklere karşı ‘çok dikkatli’ olmalı. İrlanda Merkez Bankası Başkanı olan Makhlouf, enflasyonun çok dirençli olduğunu ve ekonomik büyümenin ikinci yarıda toparlanması gerektiğini söylüyor. Faiz artırımı için ise yılın ikinci yarısını işaret ediyor, o da belki! Ücretlilerini enflasyon karşısında kayıpların telafi etmek için sert ücret artışları talebinde bulanabileceğini ve bunun risk oluşturduğunu hatırlatan Makhlouf, ‘sabırlı olunması’ndan yana...

KRİPTO PARALAR, ‘ÇIPLAK İMPARATORUN YENİ KIYAFETİ’ Mİ? AMB’YE GÖRE ÖYLE!

AMB uzmanlarından ilginç bir çıkış geldi. Yazdıkları bir blog yazısında; Bitcoin’in geçtiğimiz ay aldığı ETF onayını ‘çıplak imparatorun yeni kıyafetleri’ olarak nitelendirdiler ve kripto varlığın çözdüğü sorunlardan çok, yarattığı sorunlar olduğunu iddia ettiler. Bu sorunlar arasında çevreye verilen zarar ve piyasayı daha az anlayanların zararına olarak zenginliğin yeniden dağıtılması da yer alıyor. Bitcoin taraftarları ise resmi ETF onayının; kripto yatırımlarının güvenli olduğunun kanıtı olduğunu iddia ediyorlar ve önceki yükselişin durdurulamaz bir zaferi işaret ettiği görüşündeler. AMB uzmanları ise Bitcoin'in nakit akışı ya da diğer değer bazlı getirileri üretmede yetersiz kaldığını ve bu nedenle zayıf bir yatırım olduğunu söylüyor. Kara para aklama ve enerji tüketimi gibi karşı argümanları kullanmayı da ihmal etmiyorlar.