Gazeteciler dikkat çeken yorum "Erdoğan Adaylık için meclisi mi feshedecek?"

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden aday olabilmesi için iki koşul olduğuna dikkat çeken gazeteci Serdar Öztürk, "Birincisi Erdoğan'ın meclisi feshetmesi ki o zaman kendisi yerine aday olamıyor. Sadece süresini dolduruyor. Bir de meclisin, seçimlerin yenilenmesi kararını alması. Ancak Erdoğan o zaman aday olabiliyor. TBMM'de şu anda iktidar çoğunluğu bunu alabilecek durumda. Bu kararı alabilecek durumda. Erdoğan hangisini önceleyecek" dedi.

Erdoğan'ın 'anayasa yapacağız, muhalefet anayasa ile ilgilenmiyor' şeklinde açıklamalar yaptığını söyleyerek söze başlayan Ahmet Nesin, "Benim anlamadığım Turgut Özal'ın ANAP'ı haricinde bugüne kadar iktidardaki bütün partiler bu anayasayı yapanların kapattığı partiler. Hiçbiri iktidardayken bu anayasayı değiştirmedi. Gözaltına alınan kadının (Özlem Gürses) 301'den yargılandığı Adalet Bakanlığı'nın izniyle, hangi ara bakanlık inceledi de karar verdi hiç bilmiyorum." dedi.

Öztürk ise "İstanbul Cumhuriyet Savcılığı kendi yetkisine dayanarak resen bir soruşturma başlattı. Adalet Bakanlığı TCK 301/1'den izin veriyor galiba. Soruşturma açılmış. 'Siz gözaltına alın, ifadesini alın. Sonrasında biz davayı açarız' demişlerdir" şeklinde cevap verdi.

Türkiye'nin önümüzdeki hafta Suriye'deki gelişmelerin de ışığında bir anayasa tartışmasına başlayacağını söyleyen Öztürk, "Erdoğan da son iki gündür yaptığı açıklamalarda bunu istiyor. Bir taraftan anayasa değişikliğini cümleleri arasına serpiştirdi. Bunun artık şartlarının oluştuğunu düşünüyor bence. Bu gün itibariyle AK Parti'nin 267 milletvekili var. MHP 47 vekile sahip. Erdoğan'ı destekleyen HÜDA Par, DSP bunları da hesaba kattığınız zaman iktidarın 319 oyu var. Bu oy şu andaki mevcut anayasaya göre anayasanın herhangi bir maddesinin değiştirilmesi için bir kanun teklifinin verilmesi için 200 sayısına ihtiyaç var. Onu geçiyor. Ama anayasa değişikliği için verilen kanun teklifinin kabulü için gerekli olan sayıyı bulamıyor. 360 milletvekilini bulamıyor. Son günlerde AK Parti'den ayrılan Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibi isimler Erdoğan tarafından ittifakın içine katılır onlar da anayasa değişikliğine 'evet' oyu verirler mi diye baktım. Mevcut durumda Gelecek Partisi'nin 10 milletvekili var. DEVA Partisi'nin de 15 milletvekili var. Bu arada 11 de bağımsız milletvekili görünüyor. Onları toplasa bile Erdoğan'ın yine mecliste 360'ın üstüne çıkma olasılığı yok. 400'ü zaten bulamıyor. İktidarın bu 'anayasa değişikliğini yapıyoruz.' Biraz da Devlet Bahçeli'nin açılım politikasıyla önümüzdeki hafta DEM Partili vekiller İmralı'ya giderek Öcalan ile görüşecek. Oradan mesajlar getirecek. Acaba bu denklemin içine acaba DEM Parti'yi de katmak istiyor mu? hesabı yaptığımızda o zaman 376'yı buluyor. DEM Parti'nin tamamı Erdoğan'ın anayasa değişikliğine uzlaşı sağlayıp 'evet' oyu verirse, Erdoğan 360 rakamını geçiyor ama 376'da kalıyor. 400'ü bulabilmesi için Saadet, Gelecek'in bunların da katıldığını varsaysak bile yine 400 vekili bulamıyor. Erdoğan önümüzdeki haftadan itibaren muhtemelen bir matematik hesabının içine girecek. Bu Matematik hesabını aslında en iyi yapan Bahçeli. Bir formül bulabilir ise Erdoğan'ı ikna ederse 400 zor görünüyor ama 360'ın üzerine çıkacak çeşitli formüller üzerinde çalışabilirler. Erdoğan'ın anayasa değişikliğini halk oyuna götürüp götürmeme isteğine bağlı. Çünkü halk oyuna götürmesi için de Erdoğan'ın meclisten çıkacak kararı onaylaması ve onayladığını Resmi Gazete'de yayımlanması ile YSK hemen devreye giriyor. 60 günden sonraki ilk pazar günü referandum yapıyor. Erdoğan bu riski göze alır mı? Suriye'de yaşanan gelişmeler Erdoğan'ın planlarını destekler mi? Henüz net değil ama bence önümüzdeki hafta DEM Parti'nin İmralı'ya yapacağı görüşme ve oradan gelecek mesajlar Erdoğan'ın anayasa değişikliği konusundaki tavrını netleştirecek gibi geliyor bana. Eğer Erdoğan isteidği mesajları alabilir ise ve bu mesajları şu anda hem ABD'nin hem de başkalarının yaptığı açıklamalarla 'En etkili benim. En kazançlı benim' cümlesinin arkasına sığınarak belki anayasa değişikliği için harekete geçebilir. Önümüzdeki hafta mutlaka DEM Parti'nin İmralı ile görüşme sonrası yapacağı açıklamayı beklemek gerekir diye düşünüyorum" diye konuştu.

Türkiye'deki anayasa değişikliğinin yetmediğini, Suriye'deki anayasa değişikliği gerektiğinin de ifade eden Ahmet Nesin, "Bu gün başladılar. Zaten Hakan Fidan aynı zamanda anayasa uzmanı olduğundan başçavuşluğunda çok ilgileniyormuş anayasa ile. Kulaktan duyma öyle duydum. Başkasının yalancısıyım. Şimdi iki anayasa tartışılıyor. Buradaki olayları kim yaptı dediğimizde işin içinde Amerika ön plana çıkıyor. Trump'ın 20'sinden sonra alacağı kararlar çok önemli. Ama işin içine yine anayasa giriyor. Amerika anayasasına göre Trump öyle 'Ya ben şöyle istedim de oldu. Böyle istedim de yapacaksınız' demekle olmuyor. Oradaki anayasada mahkeme kararları, anayasa mahkemesi yada Cumhuriyetçiler ile Demokratların başkana karşı 'Hayır o silahı satamazsın' kararları, 'Hayır savaş açamazsın' kararları Türkiye'deki gibi başkanı her istediğini yapar hale getirmiyor. Orada da öyle bir anayasa problemi var. Etti mi anayasa üç. Bu işin içinde İngiltere'nin olduğu söyleniyor. Onların da anayasası yok. Bir türlü yazdıramıyoruz. Yazmıyorlar" diye ifade etti.

Üç ülkenin anayasasının toplanarak İngiltere'ninkine benzetilebileceğini esprili bir dille vurgu yapan Öztürk de "Hiç anayasa olmayabilir. Yada ABD'nin önerileri doğrultusunda Türkiye ve Suriye için ortak bir metin hazırlanabilir. O metinde boşlukları doldurursunuz. Çoğaltırken bir kısmına Suriye bir kısmına Türkiye yazarsınız olur size iki anayasa. Öyle görünüyor zaten bundan sonraki gelişmeler. Bence buna önce Erdoğan'ın karar vermesi gerekiyor. Her ne kadar son bir haftada yaptığı iki konuşmada anayasaya değindi. Bugüne kadar değinmiyordu. Seçimden sonra Erdoğan anayasa konusunda nadir konuşuyordu. Genelde Erdoğan'ın adına konuşuyorlardı. Şimdi Erdoğan'ın hem Külliye'deki yada Sarayındaki memurlar mı diyelim oradaki danışmanları yada AK Parti içinden Erdoğan'ın anayasa konusunda bir hareket olacak. Bu gelişmelerde bence Erdoğan'ın Suriye'de 'Kazandığı başarının' ne kadar etkili olup olmayacağına kendisi karar verecek. Eğer Erdoğan Suriye'de kazandığı söylenilen rüzgarın etkisine inanırsa mutlaka harekete geçecek. Çünkü mevcut Anayasa'ya göre Erdoğan dördüncü kez aday olma şansına sahip değil. Eğer seçimler normal zamanında yani 2028 yılının 14 Mayıs'ında yapılırsa Erdoğan aday değil. Erdoğan'ın aday olabilmesi için mevcut anayasaya göre iki koşul var. Birincisi Erdoğan'ın meclisi feshetmesi ki o zaman kendisi yerine aday olamıyor. Sadece süresini dolduruyor. Bir de meclisin, seçimlerin yenilenmesi kararını alması. Ancak Erdoğan o zaman aday olabiliyor. TBMM'de şu anda iktidar çoğunluğu bunu alabilecek durumda. Bu kararı alabilecek durumda. Erdoğan hangisini önceleyecek. Seçimlerin yenilenmesini meclisten geçirip bir nevi erken seçime götürerek kendisinin adaylığını mı önce gündeme getirecek. Yeniden adaylık yolunun açılmasını mı gündeme getirecek. Yoksa bir anayasa kendisinin adaylık süresinin uzatılmasını yada üçüncü, dördüncü, beşince, altıncı, yedinci kez önünün açılmasını anayasa değişikliği ile mi yapacak? Bu konuda henüz bir fikir yok. Eğer istediği İmralı'dan kurduramaz ise ki böyle bir olasılık var gibi görülüyor. O zaman Erdoğan anayasa değişikliğine yönelebilir. Belki muhalefeti bir yoklar. Şu aralar CHP'ye ciddi biçimde yükleniyor. Onun neticesinde CHP ile bir anlaşma, uzlaşma bulabilirse belki o zaman bir anayasa değişikliği yoluyla kendi adaylığının önünü açabilir. Onun dışında pek mümkün görülmüyor"