Gazeteci Serdar Öztürk,"Erdoğan seçilip seçilmeme endişesi yaşıyor. Yüzde 50+1 oy alıp alamayacağı korkusu"

TAKİP ET

Gazeteciler Serdar Öztürk ve Ahmet Nesin, YouTube üzerinden gündeme dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Özellikle Saadet Partisi'nin kongresini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi stratejisini ele alan açıklamaları dikkat çekti.

Serdar Öztürk, Saadet Partisi kongresinin alışılmışın dışında bir atmosferde geçtiğini belirtti. Öztürk, “Saadet Partisi'nin kongresi beklenenin aksine muhalefetin aday çıkartmasıyla geçti. Kongrede parti genel merkezinin desteklediği ki bunu daha önce Temel Karamollaoğlu açıklamıştı. Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan ile İstanbul Milletvekili Birol Aydın yarıştı. Milli görüşün bugüne kadar kurulan bütün partilerinde genel başkanlık hep istişare denilen kendi çekirdek kadronun belirlediği isim olurdu. Erdoğan'ların aslında Abdullah Gül'ün adaylığı ile başlayan bir süreç vardı. Şimdi Saadet Partisi'nde de onu görüyoruz. Tabi burada asıl tartışılan şu acaba genel merkezin önerdiği adayın dışındaki adayların Erdoğan ile ilişkileri nasıl? Saadet Partisi önümüzdeki dönemde AK Parti ile ilişkilerini ilerleterek belki daha önceden başka partilerin de benzeri şekilde yaptığı gibi örneğin Numan Kurtulmuş'un Has Partisi'nde yaptığı gibi AK Parti ile önümüzdeki dönemde bir birliktelik bir birleşme endişesi var. Bunu önümüzdeki günler gösterecek. Böyle bir endişe Ankara'da da vardı. Genelde istişare dedikleri yöntemle çözdükleri için sorunları çok fazla kulis yapma şansı olmadı. dedi.  

"Erdoğan Saadet Partisi’nin kongresini yakından izledi"
Saadet Partisi ile Erdoğan’ın geçmişteki yakın ilişkilerine değinen Öztürk, “Şöyle bir şey duydum. Erdoğan Saadet Partisi'nin kongresini yakından izledi. Geçmişte benzer şeyler yapmıştı. Saadet Partisi'nin önde elen isimlerini ziyaret etmişti, görüşmüştü. O görüşmeler neticesinde bazılarını yurt dışı gezilerine götürmüştü. Erdoğan'ın bu ilgisinin devam ettiğini, parti içinde eski o da aynı gelenekten geldiği için tanıdığı kişiler vasıtasıyla müdahale etmek düşüncesinde olduğunu söylediler” diye konuştu.

"Erdoğan’ın seçilip seçilmeme endişesi yaşıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncelikli kaygısının, mevcut sistemde yüzde 50+1 oy şartını yerine getirmek olduğunu belirten Öztürk, şunları söyledi:  
“Erdoğan’ın yaptığı politikalar, bu oranı yakalamayı zorlaştırıyor. Bu yüzden sistem değişikliğiyle yüzde 50+1’i yüzde 40’a veya yüzde 30’a düşürmenin yollarını arıyor. Ancak her geçen gün iktidarın icraatlarıyla bunu zorlaştırıyor ve her hafta birini küstürüyor.”  

"Başkan kalmasa bile kurduğu sistem Erdoğan’ı taşır"
Öztürk, Erdoğan’ın kurduğu bürokratik yapının iktidarı kaybetmesi durumunda dahi kendisini koruyabileceğini söyledi:  
“Ben Erdoğan'ın kafasında yöntem ne olursa olsun mevcut iktidarının devam ettirmenin formülünü aradığını hemfikirim herkesle. Erdoğan iki kez yaptım artık kenara çekiliyorum diyecek biri değil. Zaten şu anda yaşadıklarımız da bunu gösteriyor. Şu andaki mevcut yasalara baktığımız zaman ya da anayasaya baktığımız zaman Erdoğan'ın da Erdoğan'ın şu an sekreteryası gibi çalışan bakanların da hepsinin hukuki bir koruması var. Soruşturma açamıyorsunuz. Yüce divan gibi şeyler söz konusu olmuyor. Ama tabi ileride Erdoğan iktidarı kaybederse çoğunluk nasıl oluşur? Bir anayasa değişikliğiyle tıpkı Kenan Evren'in yargılandığı gibi Erdoğan için yargılanmanın yolu açılır mı onlar şu anda muamma. Ama ben Erdoğan'ın tek başına şu anda anayasal koruma zırhı altında çok da korktuğunu, endişe duyduğunu sanmıyorum. Başkan kalmasa bile kurduğu sistem Erdoğan'ı en az iki seçim dönemi taşır. Kurduğu bürokratik düzen Erdoğan'ın yargılanmaması için çok önemli bir altyapı. Gelecek iktidarın o altyapıyı değiştirip normalleşmeye geçmesi en az iki seçim atlatmamızı zorunlu kılıyor. Belki ondan sonra ancak özellikle de güvenlik ve adalet bürokrasisinde Erdoğan'ın çok güçlü olduğu yerlerde ancak ihanete uğrarsa yargılanmanın yolu açılabilir. Onun dışında Erdoğan'ı kolay kolay yargılayacak bir düzenleme yok şu anda. Anayasal ve yasal olarak ciddi bir zırha bürünmüş durumda. Sadece kendisi için değil geçmişte gördük bunu hem bakanlarını hem de birtakım üst düzey bürokratlarını da bu zırha aldı. Hatırlarsanız 17/25 sonrası birtakım eksik ve yanlış kararlar nedeniyle Avrupa'dan ya da Anayasa Mahkemesi'nden dönen birtakım reddi tazminatlar rücu edilirdi o kararı veren bürokratlara. Erdoğan 17/25'ten sonra onu da kaldırdı. Eğer yanlış karar verilmişse ve delillendirilmişse yargıdaki hakimler ya da savcılar bu nedenle cezanın rücunun edilmesine karşı koruma altına alındı. Onlar bundan kurtulduğuna göre Erdoğan'ın üzerindeki zırh bence yeterli kendisi için.Erdoğan ve bakanlarının anayasal bir koruma zırhı var. Bu zırh, hem Erdoğan’ın hem de üst düzey bürokratlarının yargılanmasını engelliyor. Gelecek iktidarın bu düzeni değiştirmesi ve normalleşmeye geçmesi en az iki seçim sürebilir.”  

"Birol Aydın mümkün değil AK Parti’ye yanaşsın"
Ahmet Nesin, kongrede yarışan Birol Aydın’ın AK Parti’ye mesafeli olduğunu vurguladı. Nesin, “Bugüne kadar dinlediğim kadarıyla Birol Aydın, AK Parti’ye en son yanaşacak isimlerden biri. Ancak parti içindeki kapalı yapı nedeniyle kesin bir yorum yapmak zor” dedi.  

"O bürokrasi bir anda silkelenebilir"
Erdoğan’ın çevresindeki siyasi ve bürokratik çekişmelere değinen Nesin, şunları söyledi:  
“Şu an Erdoğan’ın çevresinde eski ve yeni görevliler arasında ciddi bir çatışma var. Erdoğan’ın liderlik konumunun tehdit altında olduğunu düşünüyorum. Bürokrasi, olası bir iktidar değişikliğinde hızla taraf değiştirebilir.”  

"Erdoğan’ın üzerindeki zırh bence yeterli"
Serdar Öztürk, Erdoğan’ın mevcut anayasal koruma zırhıyla yargılanma endişesi taşımadığını ifade etti:  
“Erdoğan için yargılanmanın yolu şu an kapalı. Ancak gelecekte, anayasal değişikliklerle bu durumun değişip değişmeyeceğini göreceğiz. Şu anda Erdoğan’ın asıl endişesi, iktidarını sürdürebilmek ve yüzde 50+1’i yakalayabilmek üzerine kurgulanmış durumda.”