CHP'li Mahir Polat'tan kurultay tartışmalarına dair yeni açıklama: 'Lütufla değil mücadele ile...'

TAKİP ET

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, "Demokrasi lütufla değil, mücadele ile inşa edilir!" başlığıyla yaptığı sosyal medya paylaşımıyla Cumhuriyet Halk Partisi içindeki kurultay polemiğine bir yenisine daha ekledi.

CHP'li Polat'tan CHP Sözcüsü Yücel'e tepki: Tatmin edecek hiçbir açıklama yapamaması Sayın Salıcı'nın yönelttiği eleştirilerin ne kadar yerinde olduğunu ortaya koymuştur

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Gücü olan buyursun, kendisi çıksın, benden talep etmesin" açıklamasıyla partisindeki kurultay beklentilerine kapıları kapatmasının yankıları sürüyor.

CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı'nın Özel'e kurultayın lütuf değil hak olduğunu ifade ettiği açıklamasına CHP Sözcüsü Deniz Yücel'den kişisel hırs peşinde koşup partinin kurumsal kimliğine zarar verenlere karşı CHP'nin kayıtsız kalmayacağını ileri sürdüğü sert bir açıklama gelmişti.

Yücel'in yaptığı açıklamaya daha önce de tepki gösteren Polat, bugün yaptığı sosyal medya paylaşımında CHP yönetimi tarafından kurultay çağrılarına verilen sert yanıtları eleştirdi.

Polat, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, her CHP’linin tek başına bir örgüt kararlılığına sahip bilince sahip olduğunu vurgularken kimsenin demokratik taleplerin lütuf gibi sunulmasının faydasız olduğu ifade etti.

Halka güven ve CHP'ye umudun ancak demokrasiyi savunarak mümkün olacağını ifade eden Mahir Polat'ın sosyal medya paylaşımının tamamı şu şekilde:

"Demokrasi lütufla değil, mücadele ile inşa edilir!

Halktan ve partililerden alınan destekle iktidar yürüyüşü inşa edilir. Parti içi demokratik talepler bir güç kaybı değil, partimizin geleneklerinde var olan istişare kültürünün somutlaşmış halidir. Örgütten bağımsız eylem ve söylemler, eninde sonunda örgüt vicdanında mahkûm olur.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin genlerinde mücadele ve demokrasi vardır. Bağımsızlık Savaşı verilirken bile Mustafa Kemal gücünü meclisten ve partimizden almıştır. Kendi iradesini partiye ve meclise teslim etmiştir.

Bugün AKP’nin yarattığı tek adam rejimine karşı en güçlü alternatif olan partimiz, elbet iktidar olacaktır. Ancak pratik uygulamaların ötesinde, fikirsel savrulmaların yaşanmaması gerekmektedir.

Bizi diğer partilerden ayıran en önemli unsur, tabandan tavana parti politikalarının kolektif akılla inşa edilmesidir. Eğer tabanın bilmediği, benimsemediği ve hatta karşı çıktığı politikalar icra edilmeye başlanırsa, toplumsal muhalefetin umudu kırılır!

O yüzden farklı çıkışlar partimize umut, halkımıza güven verir. Kolektif akıl da bu şekilde inşa edilir.

Her CHP’li, tek başına bir örgüt kararlılığına sahip bilince ve yeterliliğe sahiptir. Kimsenin demokratik taleplerinin sonuçlanmasını lütuf gibi sunması, ne partimize ne de geleceğimize fayda sağlar.

Partimiz iktidara yürürken, iktidar olmaya bu kadar yaklaşmışken, halktan ve örgütten güç almak CHP’yi geriye değil, aksine daha da özgüven içinde ileriye taşır.

Farklı seslerin bastırıldığı, linç ettirildiği ve yetmezmiş gibi tekdüze otoriter açıklamaların yapıldığı bir ortam, yalnızca orta ve uzun vadede değil, kısa vadede dahi partimizin varlığına zarar verir. Bu akıl, parti aklı değildir! Parti vicdanı hiç değildir!

Bizi AKP’den kurtaracak güç, demokrasi ve kararlılıktır. Amasız, lakinsiz ve fakatsız demokrasiyi savunmadığımız sürece halka güven, örgüte umut olamayız.

Nefretle değil sevgiyle, kavgayla değil bayram havasında geçen demokrasi şölenleri, partimizin halka borcu, umudu ve en önemlisi sorumluluğudur"